siz meleklerden yardım bekliyorum
öksürüğüme son verin
siz melekler sağda mı
solda mısınız?
yazın
yazın deftere
öksürüyorum ben
işim rast gitsin
melekler öksürüğüm geçti işim rast
şimdi tutun serçe parmaklarımdan dört
çekin!
melekler çizgiler çekin defterlerime
her yıl için eğri
her on yıl için eksi
ve uç uca eklenip koca bir tekneye dönüşsün çizgiler
ne iskele ne alabanda
ne tarik
ne de sancak
motor sesi silsin kulaklarımızın pasını
tiz erkek çığlıkları
ve ete kemiğe bürünmüş ciğer doğrayan demir parçaları
her vuruş yağmur damlası
her vuruş açsın damarlarımızı
her vuruş ve eşlik eden
her vuruş
evet daha akıllıyız ondan sonra
ve evet daha mahir ellerimiz
ve evet gözlerimiz de keskin
belki daha dairesel bir tavır izlediğimiz bile söylenebilir
zaman daima geri dönülen
ve an be an tekrarlanan
(özür dilemek ve karşılığında bir gülümseme almak parantez içinde)
buzdur öyle bir zindan ki cam önünde demir parmaklık
izle asla ulaşma
bil asla dokunma
varol asla bir olma
yuvarlanarak eritilen gümüş
çizilerek kırılan cam
çınar ağaçlarının gölgesinde külçe demir sandalyeler
tentelere düşen yağmur
bağdaş kurup ağa sofrasında sinide öğle yemeği
ve camın ardından başka görünen dünya
insanlar.
tavırlar bakışlar.
herkes öz halini seriveriyor masaya
öyle arkada durup
bu böyle, şu şöyle,
bu o, şu da bu, bu kim ve
bu da kim deyiveriyorsun.
bu mercek nasıl ayna?
içe güm.