2 Eylül 2005

ne yazmak istedigini bilmeyen ama yazmak isteyen ne yazar

elbette saçma bir şeyler
tıpkıı ne diyeceğini bilemeyip saçma saçma konuşmak gibi
oysa susup otursak daha kıymetli olacaktır zaman
kıymetlimisss
dilimizi böyle yılanlar gibi uzatıp havayı koklayabiliriss
bulacağımız tek şey yolumuzdur ki o da beynimize çıkar ve beynimiz çoktan sikilmiştir hem de hunharca tıpkı cinayet gibi küçük kanlı sevimli ve geçici
çünkü
biz hep ölürüz
yani ben kaç kere ölüp dirildiğimi hatırlamıyorum bile yüzü bulmuş mudur?

ne dediğime bakmak için geri döndüm
baktım hissettiğim hiç bi şey yok
bu hissizliğe neden olan sensin
ne kadar inançsız olduğumu hatırlıyorum her gördüğümde
state of love and trust şarkısını bağırarak söyleme isteği duyuyorum bet sesimle
ve elbette koşma isteği de
hepsinin de sebebini biliyorum
ama
bir şey yok
boş ver
boş ver bir şey yok..

sanki başka biri gibi hani bir kendim var bir de o ölü tanrının yarattığı başka bir ben daha
o ben yaratıcısının öldüğü hatırlatılınca kahkaha atıyor ve diyor ki evet o öldü
yeniden ne sevinçli haber bu
sonra bu sevincin bir yanılsama mı yoksa köredici aydınlığa düşen ince bir gölge mi olduğu konusunda şüpheye düşüyorum
parmaklarımı şıklatıp tokatı çakıyorum suratıma
boş veer hepsi hepsi hikaye

şimdi yeniden dönüp baktım yazdıklarıma
içine bir damla umut koymadığım için
kızım yanlış yapıyorsun diyor iç sesim
ama onu dinleyen kim?

;)