sadece saatler var.
- sevgili prens vyazemski soğuk ve donuk bakışlarının içinde minik bir ışık yakıp söylüyor sözümü: hem yaşamakta acele ettim, hem duyumsamakta ivedi.
beş basamaklı yosun tutmuş merdivenlere uzandı onyegin
kürk yakasına gömdü beyaz ve pembe yüzünü
- gözyaşım yok
diye fısıldadı
- o ise kollarını açtı zalim eşine
küçük kurşunlar..altın
döküldüler avucundan yuvarlandılar ayak ucuna
- onyegin ayağa kalk
- uyumam gerek
- onyegin yaklaşıyor atlılar
- son söz bu söylediğim sevgili prensim nakşedin aklınıza
koşmuş keskin soluk veren huzursuz kısraklar dolanıyor kış bahçesinin etrafında
- yitince yaşamım
- sus onyegin
- yitmek üzere bu kendine adanmış sefil yaşamım ve hatırımda tek bir saat var bir ömür altmış dakika. bilmeli prensim söylemelisiniz ona.
- onyegin
kısa bir hırıltı ve minik bir öksürükle uçup gitti..
atlılar kuru otları ateşe vermişti, onyeginin yüzünde dansediyordu kırmızılar, göğsüne düşmüş başını kaldırdım geriye ilk basamağa yasladım,
neydi sevmenin nedeni?
kollarım yüzüme siper, koşup kırıp geçtim alevli kapıyı..