merdivenler var sarmal ikili dörtlü altılı,
kromozomlar gibi dizilmişler; çok, çok yukarıya..
elimde bir küçük gümüş ibrik,
soğuk, hissediyorum,
su damlıyor taş zemine, ritmi bozuk..
şimşekler çakıyor uzak gökyüzünde, fırtına ortası haşmetli davulcu,
tam
ta
tam diye yavaş ve korkunç vuruyor kaburga kemiklerime..
bir sayı dizisi geliyor dilimin ucuna
söylesem tesbih dağılacakmış gibi, tutuyorum ağzımın içinde..
korkuluk parmak ucunda zıplayarak uzaklaşırken yanımızdan şöyle diyor:
ben başka bir rüyadan gelmiştim, şimdi geri dönmeliyim..
zıplayarak giderken bir gelincik koparıyor, siyaz beyaz hayalimde tek renk,
merdivenli kulenin dibinde elimde ibrik, son damlalarım yankılanıyor pıt pıt..